martin eden ne demek?

Martin Eden, 1909'da Amerikalı yazar Jack London tarafından yazılan ve yazar olmanın mücadelesini veren genç işçi Martin Eden'i konu edinen romandır. Kitabın yazarı olan London'ın aksine protagonist Eden, sosyalizmi "köle ahlakı" olarak niteleyerek reddetmekte ve onun yerine Nietzsche'nin bireyciliğine (individualizm) inanmaktadır. Jack London, romanının motiflerinden birinin de Eden'in inandığı individualizmi eleştirmek olduğunu belirtmiştir.

Ana karakterler

Martin Eden

Kitabın başkarakteri Martin; önceleri işçi sınıfına mensup, Ruth Morse'a aşık olduktan sonra ise hayatı değişen ve ona layık olmak için kendini geliştirip yazar olan bir denizcidir. Bilgi öğrenme arzusu bir süre sonra onu farklı türlerde onlarca yapıt veren bir yazar yapacaktır. Önceleri yayınevleri ve dergiler Martin'in çalışmalarını ısrarla sürekli olarak reddedecek ancak Martin'in ışığı okurlar tarafından keşfedildiğinde Martin bir hayli zengin olacak ve etrafındaki herkes birden ona ilgi göstermeye başlayacaktır. Çok zorlu yollardan geçerek sonunda istediğine, hedefine ulaşmıştır ama artık hiçbir şey hissetmemeye başlamıştır. Burjuvazinin gerçek yüzünü görmüş, henüz yontulmamış biriyken gözünde yücelttiği insanların gerçekte ne olduklarını anlamıştır. İnsanların sadece içinde bulunulan zamana ve duruma bağlı olarak kendisine ilgi gösterdiğini gördükten sonra geldiği yerdeki, işçi sınıfındaki insanların onu sadece o olduğu için sevdiğini hatırlamış ancak ulaştığı farkındalık seviyesiyle kendine işçi sınıfında da yer bulamamıştır. Bu düşünceler onu ait olduğu yere, denizlere götürerek hayattan koparacaktır.

Ruth Morse

Burjuva bir aileye mensup, üniversite öğrencisi, Martin'e İngilizce konusunda yardım eden ve bir süre sonra ona aşık olan bir genç kız. Bir süre sonra Martin ile nişanlanacak ancak ailesi, Martin'in ekonomik durumundan ve sosyal statüsünden dolayı, evliliklerine izin vermeyecektir. Bir süre sonra Martin bardağın son damlasını taşıracak ve Ruth ona olan inancını tamamen kaybedip ondan ayrılacaktır. Martin şöhret sahibi ve burjuvazide sözü geçen biri olduğunda ise ona tekrar dönmek isteyecek ancak bu mümkün olmayacaktır.

Arka plan

Jack London 33 yaşında *Martin Eden’*i yazdığında Vahşetin Çağrısı, Beyaz Diş ve Deniz Kurdu ile uluslararası başarısını kanıtlamıştı. Fakat London ünlü olunca birden hayal kırıklığına uğradı ve Güney Pasifik'te bir deniz yolculuğuna çıktı. İki yıllık zorlu yolculuğunda, yorgunluk ve bağırsak hastalıklarıyla mücadele ederken, içinde düş kırıklıklarını, ergenlik çağında yaptığı çete kavgalarını ve yazar olmak için verdiği mücadeleyi anlattığı Martin Eden'i yazdı. Kitaptaki Ruth Morse adlı karakter Jack London'un aşkı Mabel Applegarth'tır.

Konusu

20. yüzyılın başlarında Oakland'da yaşayan Martin Eden, kendini geliştirme ve eğitmeye dönük tutkusuyla okumuş, elit kesim arasına girmeye ve işçi sınıfının yaşam şartlarından/kısıtlamalarından kurtulmaya çalışmaktadır. Bu arzusundaki temel motivasyonu ise bir burjuva ailesinden olan Ruth Morse'a olan aşkıdır. Eden işçi sınıfından kaba ve eğitimsiz bir denizci olduğundan, eğitimli bir burjuva aileden gelen Ruth ile birlikte olması, aile ile eş değer bir eğitim düzeyi ve zenginliğe erişmeden imkânsızdır.

İki yıldan uzun bir süre boyunca Eden, sevdiği kız Ruth'a başarmasına az kaldığını söyler ve bu başarı gerçekleşmeden çok kısa bir süre önce de artık sabrı kalmayan Ruth tarafından reddedilir. Öncesinde kendisini dışlayan yayınevleri ve burjuvanın ilgisini çekmeye başlamış olsa da Eden artık onlara kin beslemeye başlamış ve tüm bu mücadelesi ve karşılıksız aşkı nedeniyle bitap düşmüştür. Başarısının keyfini çıkarmak yerine sessiz bir umursamazlığa bürünen Eden, insanların kendisine verdiği değerin kendisi ya da yaptığı işten değil, kazandığı şöhretten kaynaklandığını düşünmektedir.

Roman, başkahraman Eden'in boğularak intihar etmesiyle son bulur. Roman otobiyografik özellik taşıdığından dolayı kimileri, Jack London'ın ölümünün de aslında bir intihar olduğunu düşünmektedir.

Ana temalar

Sosyal sınıf

Roman kahramanı Martin Eden'in bakış açısından görülen sosyal sınıf, romanda oldukça önemli bir temadır.Eden işçi sınıfından gelen bir denizciyken burjuva Morse ailesiyle tanıştıktan sonra onlardan ilham almıştır. Eden kendisini geliştirdikçe, kendi sosyal sınıfı olan işçi sınıfından uzaklaşmaktadır. Sonrasında eğitimi ve bilgisi, içine girmek istediği burjuva çevresinin de üstüne çıkınca kendisini tamamen yalnız hisseder. Paul Berman'a göre baş kahraman, "temiz ve modern Eden" ile geçmişindeki "kavgacı barbar Eden"i bağdaştıramamakta ve bu durum da onu hezeyanlarla dolu bir ikileme mahkûm etmektedir.1

Makineleşme/makineler

London romanında makineler ve makineleşmeye de pek çok kez gönderme yapmıştır. Örneğin çamaşırhanede çalışan Eden, çamaşır makineleriyle uğraşırken kendisini de daha büyük bir makinenin dişlilerinden biri gibi hissetmektedir.

Bireyciliğe karşı sosyalizm

Jack London bir sosyalist olmasına rağmen, yarattığı yarı-otobiyografik özellikteki Martin Eden karakteri oldukça bireycidir. İşçi sınıfından gelen Eden, sınıfının refahı ve gelişimi için çabalamak yerine kendi refahı ve gelişimi için çaba sarf eder. Sosyalist buluşmalarda/etkinliklerde dahi Nietzsche ve Herbert Spencer'dan alıntılar yaparak sosyalizmin "köle ahlakı"nı reddeder. Fakat London, sonunda Eden'i intihara götüren şeyin, bu bireycilik olduğunu vurgulamaktadır.

Kaynakça

Orijinal kaynak: martin eden. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. Berman, P. "Introduction" to Martin Eden (2002): xv. New York: Random House.

Kategoriler